5 Ocak 2016 Salı

YUKARI KAVRUNDAN AYDERE YÜRÜYÜŞ ve YEŞİL YOLLA YÜZLEŞME

5 Ağustos 2015 Çarşamba
Gece soğuktu ama uyku tulumum beni soğuğa karşı bir kez daha korumayı başardı. Sabah kalkıp dışarı çıktığımda hava buz gibiydi. Güneş çoktan doğdu ama dün Büyük Deniz gölünden kavruna gelirken indiğimiz doğudaki yüksek tepe yüzünden hala yüzünü gösteremedi. Güneşin ışınları çadırımıza vurduğu zaman ısınmaya başlayacağız. Telefonu ve fotoğraf makinesinin dün geceki çekimde boşalan pilini doldurmak için çadırlarımızın hemen önündeki Şahin kafeteryaya gidip cihazları prize taktım. Fehmi sabah namazına kalktığı için benden önce uyanmıştı ama soğuk nedeniyle çadırından çıkmamıştı. Az sonra güneşi tepeyi aşması ile etraf ısınmaya başladı. Fehmi de dışarı çıktı. Kahvaltıyı hazırlamaya başladık. Oğuz, Bayram ve Mustafa ayrılırken yanlarındaki yiyecekleri bırakmışlardı. Yiyeceğimiz bol. Oğuzun bıraktığı gazlı ocakta Fehminin küçük çorba kasesine koyduğumuz suyu kaynatarak elde hazırladığımız bitki çayımız eşliğinde peynir, zeytin ve balla karnımızı doyurduk. Fehmi daha önce Ayderi görmediği için Aydere yürümeye karar verdik. 12 km lik yolu 1000 metrelik bir inişle zorlanmadan aşabileceğimizi düşünüyorum. Dönüştede yürüme teklifimi Fehmi kabul etmedi, bir yerde haklıda bir günde 24 km yürüyüş ve üstelik indiğimiz 1000 metreyi tekrar çıkmak çok kolay değil.

Çadırlarımızı kapatıp, Olgunlardan buraya kadar yolda çıkan biriktirdiğimiz konserve kutusu, pet şişe, çorba ve makarna paketi gibi atıklarımızı yanımıza alıp güzel havada yürümeye başladık. Kavrun belediye sınırları dışında olduğundan burada temizlik hizmeti yok. Dağdan geldiğinizde buradaki çöp kutularınıza atacağınız atıklarınızı ya işletme sahipleri aşağı götürüp atacak yada bir şekilde çevreye dağılacak onun için buraya kadar taşıdıklarımızı biraz daha taşıyıp Ayderde çöp kutusuna atmaya karar verdik.
Dün buraya geldiğimizde yol kenarında duran iş makinesi burada da yeşil yol çalışması yapıldığını haber veriyordu. Dün akşam konuştuğum çadır komşun birkaç gün önceye kadar geceleri de belli bir saate kadar çalışma yapıldığını söylemişti. Köprüden geçip Ayderden gelen yola çıktık ve birkaç metre ileride bu duvarla karşılaştık. Buraya daha önce geldiğimde yoldan doğudaki tepeye baktığınızda tamamını görebiliyordum oysa şu anda yapılan bu yüksek duvar yüzünden sadece gökyüzünü görebiliyorum. Yemyeşik örtünün kapladığı eğimli araziyi görebilmek mümkün değil.
Kimden Trans Kaçkar
Biraz ileride bir başka duvar o kadar yüksek değil ama yinede görüşü engelliyor. Bunun nedeni yolun neredeyse 4 şerit genişlikte açılmış olması oysa yol sadece 2 aracın yan yana geçebileceği genişlikte açılsaydı bu tarafa bu yükseklikte duvar örmeye gerek kalmazdı. Kaçkardan döndükten sonra geçen yıl İsviçre ve İtalyada bisikletim ile geçtiğim dağ yollarını gözümün önüne getirdim. Oradaki yolların hiç birisi bu genişlikte değildi. Daha sonra Eylül ayında yayınlanan İspanya bisiklet turundaki dağ yollarına bu gözle baktığımda yollarda emniyet şeridi bile bırakılmadığı, sadece 2 aracın geçebileceği genişlikte bir yol yapıldığını gördüm.
Kimden Trans Kaçkar
Duvar Kavrunda henüz çok kısa 2 noktada yapılmıştı. Yolun genişletilip özelliklede düzeltilmesi ile Yukarı Kavruna olan araç trafiği artmiş durumda. Yolun Galer Düzünden sonraki 6 km lik bu bölümünde sadece altı yüksek arazi araçları ile yolcu taşıyan minibüsleri görürken artık her çeşit aracı görmek mümkün.
Kimden Trans Kaçkar
Biraz daha yürüyünce karşımıza daha önce kayaların bulunduğu arazideki kayalar iş makinesi ile kırılıp un ufak yapılmış. Buradan elde edilen taşlar yol yapımında kullanılıyor.
Kimden Trans Kaçkar
Az sonra Sabihanın puğarı (pınarı) na geldik, su kaplarımızı pınardan yeniden doldurduk. Bu pınarın hikayesini dinlemek isterdim doğrusu.
Kimden Trans Kaçkar
Sol tarafta Aşağı Kavrun göründü. Burası Yukarı Kavrun gibi popüler değil ve yaşayan sakin sayısı daha az.
Kimden Trans Kaçkar
Söylendiğine göre ileride görünen evin sahibi mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı aldığı için şimdilik burada çalışma yapılmamış. Burada yukarıda sözünü ettiğim yoldan tepeye kadar yeşil yamacı görebiliyorsunuz. Doğal güzellik olarak yolun bu hali mi daha güzel yoksa o hapishane duvarı gibi yüksek duvarlı hali mi?
Kimden Trans Kaçkar
Evi geçtikten sonra yeniden çalışmanın yapıldığı yola geldik.
Kimden Trans Kaçkar
Daha ileride eski yolun bırakılıp yeni bir yol açıldığını gördük, biz eski yoldan gitmeye karar verdik.
Kimden Trans Kaçkar
Yeni yol aşağıdan varyantla bulunduğumuz noktaya yükseliyor.
Kimden Trans Kaçkar
Eski yol dar, zeminde koca koca taşlar var ve uzun süredir kullanılmadığı için yer yer karşıdan karşıya örülmüş örümcek ağları vardı. Araç yok, araçların gürültüsü, çevreye saldığı egzost gazı ve havaya kaldırdıkları toz bulutları yok. Yolun iki kenarındaki ağaçları dalları yolun üzerinde doğal bir gölge oluşturmuş. Keyifle yürürken öten kuşların cıvıltıları ve çevredeki rengarenk çiçeklerin görüntüleri ile mest olduk. İkimizde sık sık durup fotoğraf çekiyoruz.
Kimden Trans Kaçkar
Bu güzelliklerin yolun bitmesi ile kaybolacağı düşüncesi içimi kemiriyor. Doğa aşığı olan insanlar zaten zorlukları aşıp bir şekilde buralara gelip görüyorlar doğa deyince aklına sadece mangal yakmak gelen yaptığı piknikten sonra çerini, çöpünü hatta altını değiştirdiği çocuğunun kirli bezini arkasında bırakıp giden insanlar buraya gelsin diye bunca masrafa, zahmete, doğa tahribatına ne gerek var. Acaba çok mu bencilim.
Kimden Trans Kaçkar
Fehmi ile birlikte çiçek, böcek çekerek yola devam ediyoruz.
Kimden Trans Kaçkar
Çiçek çekmek için makinenin lensini değiştirmişken Fehminin de bir fotoğrafını çektim. Fehmi ile tanışıklığımız 1975 yılına kadar gidiyor.
Kimden Trans Kaçkar
Her gördüğüm çiçeği çekmeye çalışıyorum.
Kimden Trans Kaçkar
Sonuçta Fehmi ile aramızdaki mesafe iyice açıldı.
Kimden Trans Kaçkar
Galer Düzüne yaklaştığımızda yolun sağında bir arap aile kiraladıkları bir arazi aracı ile buraya kadar gelmişler piknik yapıyorlardı. Ağaçların altındaki düz bir alanda yaktıkları ateşin üzerine koydukları bir kazan kaynıyordu ve yanında siyahlara bürünmüş 2 tane yüzleri peçeli kadın duruyordu. Entari benzeri uzun etekli yöresel giysi giyen adam ise piknik masasında nargilesini fokurdatıyordu. Burası bir milli park ve yol kenarındaki tabelalarda milli park sınırları içinde balık avlamak ve ateş yakmak yasak diye uyarı levhaları var ama dinleyen yok. Bu yol tamamlandığında buralara daha fazla insan gelecek ve çevre ister istemez kirlenecek.
Biraz sonra yol derenin seviyesine indi.
Kimden Trans Kaçkar
Galerdüzü girişinde eski yol yeni yapılan yolla birleşti.
Kimden Trans Kaçkar
Yolun devamında Galerdüzünün yerininde değiştiğini fark ettik. Eski yol aşağıdan dere kenarından giderken daha yukarıdan yeni yol açmışlar, eski yolada şantiyeyi kurmuşlar. Eski yol üzerindeki Yusufun yeri de yukarıya taşınmış. Tabi onun yanına bir sürü tesis kurulmuş.
Kimden Trans Kaçkar
Bolu dağında eskiden gördüğüm et, mangal lokantalarının bir benzeri ortaya çıkmış burada da.
Kimden Trans Kaçkar
Eskidende araç geçisine uygun olan yol iş makineleri ile daha da genişletilmiş. sağda gördüğünüz eğimin önüne de bir duvar örülecek ve muhtemelen yeni halini gidip görmediğim fotoğraflar sayesinde biraz fikir sahibi olduğum Uzungöle benzeyecek burasıda. Buradaki insanların Uzungöle benzeme kaygısı hem doğallığın bozulması hemde buralara ulaşabilecek insan sayısının artması ile oluşacak çevre kirliliği ve trafik yoğunluğu.
Kimden Trans Kaçkar
Bu günlerde gidebiliyorsanız gidin bu yeşilliği, otlayan hayvanları seyredin. Gelecekte bazı yerlerde örülecek yüksek duvarlar yüzünden bu güzellikleri, bu doğallığı göremeyeceksiniz. Yolun bir tarafına baktığınızda yüksek duvarı ve üstündede gök yüzünü görebileceksiniz.
Kimden Trans Kaçkar
Yeşilin ve mavinin en güzel tonları arasında yürüyüşümüze devam ediyoruz. Yolun yarısını aştık, önümüzde 6 km kadar bir yol kaldı. Bu arada Galerdüzündeki tesislere gelenler nedeniyle araç trafiğide arttı. Toprak yolda yokuş yukarı tozu dumana katarak önündeki aracı geçmeye çalışanlar mı istersiniz, tam yanımızdan geçerken gaza basıp bizi toza bulayanlar mı isterseniz her çeşit duyarsızlık, insana ve doğaya saygısızlık var.
Kimden Trans Kaçkar
Bir yerde yolun solundaki yamacı eşip kum almışlar yol yapımında kullanmak için. Biz geçerken bir kamyona 2 işçi kürekle kum yüklüyordu. Üstünde ulu çam ağaçlarının bulunduğu yamacın yüksekliği neredeyse 20 metreye yaklaşmış. Burası bol yağış alan bir bölge kum zeminin yumuşaması ile tepenin ve ağaçların yola inmesi işten bile değil. İnşaatçı değilim ama yolun hemen yanında oluşan bu tehlikeye karşı önlem alınması gerektiğini düşünebilmek için inşaatçı olmaya gerek yok.
Aydere yaklaştığımız vadiyi gören uygun yerlere belediyenin yaptığı seyir terasları ve buralara insanlar oturup doğal güzelliği seyretsin diye koyduğu üstü gölgelikli banklardan anlaşılıyor.
Kimden Trans Kaçkar
Bankların üstü adeta bir sınıfın kara tahtası gibi yazılmış, çizilmiş. Yazılarda genellikle Arapça. İnsanın aklına bir anda bir sınıf gelmiş burada ders işlemiş düşüncesi geliyor. Hakikaten Avrupada olduğu gibi bizdede öğretmenler sınıflarını alıp açık havaya çıkarsa ve dersi buralarda işlese hoş olmaz mı? Benim çocukluğumda ilkokulda arada birde olsa öğretmenimiz bizi çevremizdeki boş alanlara götürüp o günkü dersi orada işlerdi ve bizde çok mutlu olurduk. Tabi şimdi şartlar değişti, İstanbulda trafik çok fazla, çevrede yeşil alan pek kalmadı, belki öğrenciler daha söz dinlemez neticede bu tür uygulamalar galiba yok denecek kadar azaldı. Uzungölden sonra Araplar burasını da keşfetmiş, yolda kiraladıkları araçlarla seyahat eden oldukça fazla Arap aileye rastladık.
Kimden Trans Kaçkar
Dönüşte bu bankların yanına araçları ile gelen insanların hoyratça yayıldıklarını gördük. Bir bankı üzerine yaydıkları yiyecek içecekleri ile masa olarak kullanırlarken diğerinde oturuyorlardı sanki onlar adına yaptırılmış veya kendi özel mülkleri gibi.
Ayderin girişine ulaştığımızda 3 yıl önce geldiğimde konakladığım Topalın yerinin tamamen bungalowa döndüğünü gördüm. Fırından laz böreği yemek karşısındaki cafeden tavşan kanı çay içmek hayali ile yürümeye devam ettim. Yol kenarındaki kafelerde laz böreği var ama fırındakinin daha ucuz olduğunu bildiğimden fırından almak istiyorum.
Kimden Trans Kaçkar
Aydere ulaştık ve Kavrunun sakinliğinden sonra burası yol kenarına park eden araçlarıyla, trafiği ve insan kalabalığı ile gözümüze aşırı kalabalık ve yaşanmaz bir yer olarak göründü.
Kimden Trans Kaçkar
3 yılda burada bazı şeyler değişmiş örneğin yolun bir tarafından diğer tarafına havaya gerdikleri çelik halat üzerinde insanları gezdiren 2 işletme açılmış. Bu aletlere de Arapların ilgisi yerlilerden kat kat fazla.
Kimden Trans Kaçkar
Aydere geldiğimizde fırının yerinin değiştiğini fark ettim. Biraz daha yukarıya taşınmış ve artık laz böreği yapmıyorlarmış. Fehmi Yusufelinden beri ete hasret kaldığından köfte yemeye karar verdi. bense poğaça, açma türü yiyecekleri özlediğimden pastaneye gittim. Burada bu tür yiyecekler gerçekten aşağılara göre çok pahalı. Fehmi ile kahvede buluşup çaylarımızı içtikten sonra minibüsle Yukarı Kavruna çıktık. Sis arkamızdan geliyordu.
Kimden Trans Kaçkar
Fehmi yarın döneceği için akşam yemeğinde Şahin Kafeteryadan muhlama ve tatlı yemeye karar verdi. bende Fehminin yiyeceklerinden tırtıklayarak karnımı doyurdum. Kafede telefonumuzu ve fotoğraf makinelerimizin pillerini şarj etmek için prizlere taktık.
Vakit geçirmek için masanın üzerinde bulunan kalın bir kitabı elime aldım. Beyaz kağıda basılmış yaylalar ve yaylacılıkla ilgili bir kitaptı. Masa üzerinde bir köşede ambalaj içinde duranları da vardı. Belli ki birileri bu kitabı bastırıp işletmelere ücretsiz dağıtmış. Kaçkar yaylaları hakkında bilgi almak için hemen kitabı karıştırmaya başladım ama kısa sürede kopyala yapıştır yöntemi ile hemen hemen her yayla için aynı şeylerin olduğunu gördüm. Bunda yaylaların bitki örtüsünün ve yaşamın benzer olmasınında rolü var elbette ama insan her sayfada aynı basma kalıp cümleleri okumaktan sıkılıyor, bir süre sonra ilgisi kayboluyor. Kitabın sonunda yeşil yolun ne olduğu, yöreye sağlayacağı katkılar anlatılmış. Bu yazı bana üniversitede hazırladığımız bitirme ödevini anımsattı. Ödevimizde hidrolik kopya tertibatının fizibilite etüdünü hazırlayacaktık yani ihtiyacı, satış potansiyelini rakamlarla ortaya koyup bu yatırımın karlı olup olmadığını irdeleyecektik. Elbetteki bu tür raporlar genellikle yatırımın karlı olacağı fikrinden yola çıkıp bunu kanıtlamaya çalışır. Bizde öyle yapıp neredeyse tek torna tezgahı olanın bile hidrolik kopya tertibatı alacağını yazmıştık. Ödevimizde ve bu yatırımın son derece karlı olduğu tezi ile ödevimizi tamamlamıştık. Sonraki yıllarda bu sistem en azından ülkemizde yeteri kadar yaygınlaşamadan çok daha seri ve hassas üretim yapabilen CNC tezgahlarının ortaya çıkması ile yok olup gitti. Bu kitapta bana göre belli bir görüşü desteklemek için ısmarlama olarak yazılmış. Örneğin Kavrundan Samistal yaylasına yol açılmasının kime ne faydası olacak? Şu anda kışın Kavrun yolunu bile açık tutamazken daha yüksekten geçecek yol ile Kavrunu Samistala bağlamanın mantığı ne? Samistalin bağlantısı şu anda Zilkale tarafından sağlanabiliyor, o yol daha uygun hale getirilebilir.
Bizim insanımız spor yapmayı sevmez, doğa gelince aklına sadece mangallı piknik gelir. Bu yolların açılması, ulaşımın kolaylaşması sonucunda daha çok insan buralara gelecek, yakacakları ateşle yangın tehlikesi artacak, yiyip içip bırakacakları çöpleri ile doğa kirlenecek, tahrip olacak. Maalesef bizler İsviçre vatandaşlarının bilinç düzeyinde olmadığımızdan karnımızı doyurduktan sonra geri kalan her şeyi çöp diye arkamızda bırakıp gideriz. Bu çöpleri toplayıp beraberinde geri götüren az sayıda insan var. Buradaki insanlar arasındaki söylenti yaylaların Araplara satıldığı, onların ulaşımı için işin kılıfına uydurulup yeşil yol projesinin ortaya çıktığı yönünde.
Yeşil yol Kavrundaki işletmelere müşteri getirip kazançlarını arttıracak ama doğacak yatak ihtiyacı ile yeni tesisler yapılacak, insanlar buralardan yer alıp ev yapacaklar dolayısı ile yapılaşma artacak.
Merak eden, doğayı seven insanlar bir şekilde buralara gelip görüyorlar ve buna rağmen patikalarda sayıca azda olsa sigara paketi, izmarit, bisküvi paketi gibi artıklara rastlıyoruz ve bu beni çok rahatsız ediyor. Buraya gelecek insan sayısını arttırdığınızda bu atıkların miktarı çok daha fazla artacak, hatta Ayderde yol kenarında gördüğüm gibi kirli çocuk bezlerinin bile atıldığını göreceğiz.
 Sis iyice bastırmıştı. Birlikte az ilerideki Ada Cafe Kavruna gidip tavşan kanı çaylarından içip Ağustos başı olmasına rağmen hala yayan sobanın başında ısındık. Bir ara dışarı çıktığımda hava biraz açmıştı. Fotoğraf çekmeye karar verdim, Fehmi uyuyacağını söyleyip çadırına gitti. Kavrunun ışıklarından kurtulmak için daha önceki çekimlerde yaptığım gibi yukarı doğru yürüyüp Kavrundan dışarı çıktım. Ayder tarafı hala sisliydi.
Kimden Trans Kaçkar
Zirvelerin olduğu güney vadide sisliydi.
Kimden Trans Kaçkar
Şartlar yıldız fotoğrafı çekmeye uygun değildi. Kavruna geri döndüm.
Kimden Trans Kaçkar
Çadırıma girip yattım. Yarın Fehmi de ayrılacak ve ben bundan sonra 4 gün yalnız kalacağım.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder